Ana SayfaLütfü ErtürkCHP işçi sınıfına nasıl bakıyor

CHP işçi sınıfına nasıl bakıyor

İzmir’de, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları ve Büyükşehir Belediyesi’nin ortak olduğu İZBAN’da 10 Aralık’ta başlatılan grevi herkes hatırlıyordur. Demiryolu İşçileri Sendikası ile İZBAN arasındaki Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde, İZBAN’ın yüzde 22’lik zam teklifinin sendika tarafından kabul görmemesi üzerine grev başlamıştı. Grevin 17. gününde İZBAN, grevi sonlandırmak amacıyla Demiryol İş Sendikası ile yeniden masaya oturarak teklifini yüzde 26’ya yükseltmişti. Bu teklif de, sendika tarafından kabul görmediği için greve devam etme kararı alınmıştı.Toplu iş sözleşmelerinin başlangıcında ve grev kararı alınması ertesinde İzmir Büyükşehir Belediyesi kendini grevin muhatabı olarak görmemişti. Öte yandan emekli ya da taşeron firmalardan tedarik edilen makinistler ile hatlara ek seferler koymuş, buna mukabil sendikanın “ek seferlerin iptali” istemiyle açtığı davadan, “grev kırıcısı” olarak çıkmış, grevin “karşı” tarafı olduğunu göstermiştir. Mahkemenin hemen sonrasında kendisine ait elektronik billboardlara “Sendikanın yaptığı itiraz sonucu, mahkeme ek seferleri durdurdu!” yazmıştı.

CHP İzmir Milletvekili ve DİSK –eski- Başkanı Kani Beko ise İZBAN grevinin asıl muhatabının Ulaştırma Bakanlığı olduğu, greve gidilmesinin asıl nedeninin yerel seçim öncesi İzmir’de ulaşımın felç olması ve Büyükşehir’in beceriksizlikle suçlanması olduğu, bu sorunun asıl sorumlusunun Ulaştırma Bakanlığı ve dolayısıyla AKP iktidarı olduğunu dile getirerek (1), sendikayı halka şikayet eden Aziz Kocaoğlu’nun çıtasını daha da yükseltmişti: “Bu bir komplodur!”

İşin kötü tarafı, bu iddialar İzmir halkında karşılık bulmuştu: “CHP’li Büyükşehir Belediyesi’nin düşürülmesi için grev AKP tarafından inşa edilmektedir!”. Anayasal haklarını kullanan, hukuki ve meşru zeminde mücadele eden İZBAN işçileri, 20 Aralık günü Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde düzenledikleri toplantı ile neden greve gittiklerini, ne istediklerini İzmir halkına anlatmaya çabalamışlar, fakat sesleri CHP’nin yarattığı sese yetmemişti.

8 Ocak 2019 tarihinde Cumhurbaşkanlığı kararı ile İZBAN grevi ertelendi. Hemen ardından yapılan toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlandı! İlk yıl için ücretlerde yüzde 15 artış! Öncesindeki Recep Tayyip Erdoğan – Aziz Kocaoğlu görüşmesine hiç girmiyorum ama bir ayrıntı önemli, grev sürerken Aziz Kocaoğlu şunu söylemişti:

“Ben, eğer 31 Mart’ta aday olsaydım o yüzde 22’yi de vermezdim.(2)” Belki aday olamadı ama sonuç istediği gibi oldu…

Gülsan Group’a bağlı olarak İstanbul-Beylikdüzü’nde faaliyet gösteren Gülsan Cam ve Profil Boru Fabrikası’nda 213 işçi ihbar ve kıdem tazminatları ile ücret alacakları ödenmeden, kendilerine hiçbir açıklama yapılmadan, işten çıkarılmıştı.

“10 yıllık işçi  olsan bile gözünün yaşına bakılmıyor. İşine geliyorsa, deniliyor” diye tarif edilen ve asgari ücretle çalışılan fabrikada, 2018 yılı ramazan ayından itibaren ücretler “düzenli olarak” geciktirilmişti. Bunun üzerine, işçiler, 23 Ekim’de üretimi durdurarak, fabrika yöneticileriyle görüşmüşlerdi. O gün, işçilere, ücretlerinin ödeneceği sözü verilmişti ama bu sözü fabrikanın yöneticileri vermişti. Bir gün sonra ise Gülsan Group’un patronu konuşmuştu: “Fabrika batmıştır, kapatılacaktır!”. Bu arada, firmanın internet adresinden CV gönderebiliyorsunuz hâlâ! (3)

İşin ilginç yanı, firma sahibinin “battık” dediği güne kadar işçiler çok yoğun çalıştırılmış, raporlu olanlara bile izin verilmemişti. Özellikle, son hafta yedi TIR dolusu mamul sevkıyatının yapılması sağlanmıştı. Malzemeler satıldı, paralar patrona gitti demek ki!

Patronun “fabrika battı!” açıklamasını yaptığı gün işçilerin bir kısmı, 5 Kasım’da ise kalan kısmı işten çıkarılmıştı. 213 işçi, ücret alacakları dahil hiçbir hakkı verilmeden evlerine gönderilmişlerdi. Şimdi, fabrikanın önünde “makinaları bari götürmesinler!” diye nöbet tutuyorlar.(4)

İşçiler hak mücadelesi veriyorlar ama mücadeleler riskli haller alıyor bazen. Bir keresinde patron, kendilerine silah çekmişti… Sendikaları yok, kendileri mücadele etmek zorundalar. Örneğin, 27 Ocak günü patronun Sarıyer’deki villasının karşısında eylem yaptılar…

Patron, villasından, haklarını isteyen işçilere haber gönderiyor: “Bizi şikayet ettiğiniz gazeteciler ödesin paranızı!”. Kendisi, CHP –eski- Belediye Meclis Üyesi’dir.

Kale Conveyor (Kayışları), İstanbul-Silivri’de faaliyet gösteren bir fabrikadır. Bu fabrikada, 300’den fazla işçi 12 saat esasına göre çalışarak, “günlük 5000 mt. bant üretim kapasitesine sahiptir ve üretiminin yaklaşık %70’ini ihraç etmektedir (5)” şeklinde açıklanan “gururu” üretmektedir. Bilmeyenler için söyleyelim: 12 saat esası, haftalık 45 saatin üzerini mesai olarak kabul eder. Yaşanabilecek kadar ücret almak isteyen sürekli mesai yapacak ve iki vardiya halinde çalışacaktır! Asgari ücrete göre biçimlenen ücret yapısı ile işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunlarının arttığı bu fabrikanın kapısı, bir gün, sendika tarafından çalınmıştı.

Petrol-İş Sendikası, 2018 yılı mart ayından itibaren bu fabrikada çalışma yürütmüş ve Kasım 2018’de yeterli çoğunluğu elde ederek, Çalışma Bakanlığı’ndan yetki belgesini almıştı. Fakat, Çalışma Bakanlığı’nın verdiği yetkiyi patron kabul etmemişti!

Patron, öncelikle bu çalışmada aktif rol oynayan iki işçiyi -SGK 29. Kod ile- işten atarak (6), sendikalı olmayı “ahlaksızlık” olarak kayıtlara geçirmiş, işçilerin tazminatlarını da ödememişti. Şimdi, o işçiler, “ahlaksız” olmadığını mahkemede kanıtlamaya çalışıyor! Fabrika içerisinde ise alabildiğine “gözdağı” süreci başlatmıştı. Kimileri, mesaiye bırakılmayarak yani düşük ücretle cezalandırılıyor, kimileri ise terfi ettirilerek ajanlaştırılıyordu. Patron, Ocak (2019) ayı başında “işten ayrılmak isteyenler adını yazdırsın, hepsinin tazminatını vereceğim” demişti ama liste 60 kişiye dayanınca, vazgeçmişti. Yine de, 8 işçiyi “istifa etmelerinin” karşılığında ihbar ve kıdem tazminatlarını ödeyerek göndereceğine ikna etmişti. Ancak “sendikal tazminat”larını ödemediği için bu işçiler de mahkemenin yolunu tutmuşlardı.

Sendikayla mücadele kapsamında “8 saat-3 vardiya” sistemine geçilmiş, yeni işçiler alınmaya başlanmış ve “sendikalı olmama sözü verilmesi” işe giriş şartı olarak belirlenmiştir. Bir yanda sendikasız işçi sayısı artırılmaya çalışılıyor, bir yanda ise bir grup işçinin sendika mücadelesi devam ediyor…

Patron, yetkilendirilmiş sendikayı tanımıyor! Petrol-İş‘i muhatap almıyor, hatta IndustriAll-Europe’un temsilcilerine randevu vermiyor. Kendisi, CHP’lidir.

Sol, tarih sahnesine, insan ve emek hakları üzerinden çıkmıştır, buraya yaslanarak yükselmiştir. Buradan baktığınızda, CHP’yi sol’a yaslanmış görüyor musunuz?

CHP’ye baktığımızda; Erdoğan karşıtlığında cisimleşen “başka bir düzen arayışı”nı soğutmak, sükunete davet etmek, -hep- sonraki seçimleri işaret etmek ve nihayetinde bir düzen değişikliği arayışının serpilmesine izin vermemek için büyük çaba harcadığını, düzen solunun ”mecburen” kullandığı işçi sınıfı ve sömürü gerçeğini çağrıştıran kavramları terk ettiğini, dinselliğe teslim olmuş bir laikliği “demokrasi” kavramı içerisinde herkese yutturduğunu ve emperyalizm olgusunu tamamen unutturduğunu görüyoruz.

CHP, Türkiye’de sermaye sınıfının egemenliğini sorgulamıyor, siyasi pozisyonunu ise Türkiye kapitalizmi ve sermaye sınıfı ile kurduğu ilişkilere göre belirliyor. Bu anlamda ve buna bağlı olarak, CHP tarafından yapılan AKP muhalefeti de, AKP adına ön açıcı bir hat oluşturuyor.

CHP’nin “en büyük eylemimiz” diye ifade ettiği, Adalet Yürüyüşü’nün 20. gününde, “İş dünyasının Adalet Yürüyüşü’nde adımları çoğaltması, daha özgür ve daha güvenli bir Türkiye için çok değerli bir katkı olacaktır” şeklinde açıkladığı davetinde ifade edilen “iş dünyası”, açıklamanın devamından da anlaşılacağı üzere Türkiye’deki patron örgütleridir.(7)

Buradan, işçi ve emekçi düşmanlığından başka bir şey çıkabilir mi?

Hakan Aydın 08/02/2019 Cuma

Kaynaklar:

https://odatv.com/chpli-bekoya-izban-tepkisi-07011959.html

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1170630/Kocaoglu__Aday_olsayd…

http://www.gulsangroup.com/kariyer-form.asp

http://haber.sol.org.tr/emek-sermaye/istanbulun-gobeginde-213-isci-ac-su…

http://kaleconveyor.com/kurumsal/hakkimizda

SGK İşten Çıkış Kodları

https://t24.com.tr/haber/is-dunyasina-adalet-yuruyusu-cagrisi,412570

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

Son Yazılar

İfade Özgürlüğü

İşin Aslı

Hezeyan ya da Sanrı

Niyetli Bir Yazı

Vizyon Meselesi

Manipüle Etmek

Neyin Tecrübesi?..

Seçmen Ne istiyor?..

İlgili Yazılar

İfade Özgürlüğü

İşin Aslı

Hezeyan ya da Sanrı

Niyetli Bir Yazı

Vizyon Meselesi

Manipüle Etmek

Neyin Tecrübesi?..

Seçmen Ne istiyor?..