Çağrı!…

Ne zaman ki  Anthony Quinn’in oynadığı  “Çağrı” adlı filmi gelir aklıma, devrimci yönüm daha da ağır basar ve  Zorba’yı  getirir aklıma…  Anthony için hayatanın rolüdür Zorba!…Minik bir dokunuş yapayım Türkçemize, belki Erdal Hocam kabul eder!…

Her fiil, yüklem değildir! ( Çağrı için söyledim) niyetim taciz etmek değil,yazının derinliklerinde cevabı da bulacaksınız sanırım!…

Yukarıda aynı kişinin oynadığı iki filmden bahsettim!

Belediye Başkanımız çok Sayın Özcan Işıklar en son çağrısından üç gün öncesine kadar gideğiz…

Ama önce şu çağrıyı bir anımsayalım!

Üstü kapalı olarak, uzak akrabası olan Volkan Yılmaz’ı da az hafiften  temize çıkarma gayretiyle!…

hani; “çocuğun haberi haberi yok” misali, “ben uyandırayım sizi” misali, arada “biz onu uyandrırız” misali, Silivri halkına; aşağıdaki yeni kurgusunu salıveriyor ortalık yere! Masal misali Ortaçağ düşüncesiyle hani öcüler yer sizi gibi… (argoda salma, felsefe de manifesto, siyasette ajite, günlük Türkçemiz de direkt olarak “satma” dır. Yani hayali pazarlamadır!….

Diyor ki! “Silivri’ye 400 000 bin Suryieli getirecekler!”

Hiç kimsede sormuyor, kaynağı neresi bu haberin ? Diye!…

Oysa, gazeteci kardeşlerime kendisi; 50 bin sefer sordu, “kaynak gösterin” diye!

Yav arkadaşlar! Silivri’nin nüfusu 200.000 bin, buraya 400 bin Suriyeli gelmesi için buranın 4.000.000 (dört milyon)  Türk yerleşkesi olması gerekir! Aksi halde buranın Lazkiye limanından ne farkı kalır?

Bu hükümetimiz, bu hesapları yapamayacak kadar donanımsız mı? Sayın ışıklar farkında olmadan burada hiç olmayacak bir düzenin hayalini satıyor!…

Neye göre?

Alacağı oyun hesabını yaparken, insanımızı da Suriye’li sığınmacilara karşı teyakkuza geçiriyor!

Hani Sallıyor ya;  “18 bin kişiye fabrikalarda istihdam sağladım diye!”

Eh, buyur 400 bin suriyeliye de istihdam sağla!… Nasıl olsa, ha siz olmuşsunuz o koltukta; ha bir başkası! Gelecekseler, geleceklerdir!

Siz, ne yapacaksınız?  Murat çeşme  önlerinde yollarını mı keseceksiniz? Sizinkisi ,ucuz kahramanlık hikayesi !…  Uykudan önceyi dinledik…

Geçenler de yine böyle bir konu da parayla süre kiralayarak Halk TV’de yine esti gürledi!

Çok Sayın Başkanımız, tam da şöyle buyurdu: Tarlalarınızı sit alanı ilan ettim dedi!.. Despot, Tiran, diktatör edasıyla!

Valla ben de size soruyorum! , Sizler, köylülerimiz, çiftçilerimiz  halk, kamu, ‘muhtarlar demiyorum, onlar bu işin içinde zaten!’  kulanan ya da kullanmayan toprak sahibi, tarla sahibi, insanlarımıza soruyorum!

Şu soruyu sordunuz mu? “Benim tarlamı, sit ilan etme işini, kime sordun da sit ilan ettin?“ diye!

Sormadı!

Yukarıda, aşağıda,  sağında, solunda, bu işe kaç tane Ak Partili evet dediyse! Çok Sayın Belediye  Başkanımız da bugün size giydiriyor işte! 400 bin Suriye’liyi…  Seçimi içeriden sabote ediyor!

Yarın, portföyünden tek tek çıkaracak tarlaları, çeyrek altın misali bozdurup satacak! Ne diyecek o zaman? Devlet, Suriyelilerin eline geçirmesin buraları diye koruma altına aldık! Madem manifeston bu; madem, 20 bin konutluk yer açabilmek için çektiğin ajite bu, madem tarım projen  adı altında  hayli satış yaparak, tarım yapacağız diyorsun o zaman ürettiğin ürünün alışını da yap!  insanımıza! Bakıyorum, bu benim sorduğum soruları, kimse sormuyor. Hiç bir gazete de yayımlamıyor!

 

Ama itiraf etmeyelim ki Halk TV de bir harikaydın!

Silivri’den, Çatalca’ya bir sıçrayışın vardı ki sanki mehmet ağa nın çiftliğini icar karşılığı işleteceksin!

Yetmedi ! Edirne boydan boya senin oldu! Olsun da “ne kazandırdın?”  Sorusunu ben sorayım sana!

(Erzincan yöresinden sesleneyim sana Atlas libas senin olsun bir dost bir post yeter bana)

Dur hele, ama durmadın! Kırcaali’ye geçtin! Orayıda  ektin biçtin! Ne işin var senin orada diye sormazlar mı? Ben söyleyeyim orası hiç aklınızdan çıkmıyor değil mi? Eee, insan alıştı mı dili de kayar gözü de kayar! Bulgar hükümeti, bu ekonomik yatırımını havada kapmıştır.  Ne de olsa orada tarlalar hala devlet malı! Marksın kapitali bile bu kadar rağbet görmemiştir Bulgaristan’da…

Oradan İzmir’e indin, Aydın Söke ovası seni bekliyordu ki  ıskalamadın!Ne zaman Karadeniz’i boydan boya tarım alanı ilan ettin! Konuşmanın da içine s…  Ama kimse fark etmedi!… Bir tane çiftçi kalksın söylesin: “Ben, başkanımızın dediklerini yaparak ürün ektim ve çok kazandım” diye!…

Parayla, bu kadar anlatabiliyorsun işte!

Ben olsaydım, sizin yerinize her köyden  7 kişiyle çıkardım ekrana 7 yılda 70 bin defa zengin oldu bunlar,anlatsınlar derdim ve 700 kişilik Tarım lisesinden 70 kişilik ilahi korusunu  götürürdüm yanımda… 70 kişi var mı okuyan?

Sakın, gücenme bak!  Ben de gücenirim sonra!  Cumhuriyete sıkı sıkı sarılınması gereken  dönem de, Bu ülkenin Genel Kurmay  Başkanının içeri tıkıldığı dönem de büyük ailenizin ilahiyat koruısunu tam da 23 Nisan da dinlettin bu yanındaki cumhuriyet aşkıyla yanıp tutuşan ve  güller dağıtan zevata!…

Otopark  sorununu halletmeden, yol daraltan başka bir belediye var mıdır acaba?

Sizin,merkez çarşıyı gözden çıkardığınızı 2012 de yazmıştım! “İki çınar arası siyaset bitti” demiştiniz! Ben de iki çınar arası artık hayat bitti demiştim! Çarşı esnafı hayatını geri istiyor…  Benim bir şey istediğim yok!  Hepimiz bir imtihandayız…

İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

Son Yazılar

Empati ve Sempati

İfade Özgürlüğü

İşin Aslı

Hezeyan ya da Sanrı

Niyetli Bir Yazı

Vizyon Meselesi

Manipüle Etmek

Neyin Tecrübesi?..

İlgili Yazılar

Empati ve Sempati

İfade Özgürlüğü

İşin Aslı

Hezeyan ya da Sanrı

Niyetli Bir Yazı

Vizyon Meselesi

Manipüle Etmek

Neyin Tecrübesi?..